
BİLMEK NEDEN ÖNEMLİ?
Matematik, eğitim ve öğretim programında yer alan pek çok bilim alanından yalnızca biri fakat gündelik yaşamın oldukça önemli bir parçası. Öyle ki matematik özellikle de sayılar ve matematiksel işlemler hayatımız ile iç içe geçmiş durumda. Yeterli düzeyde matematik bilgisine sahip olmayan çocukların sadece matematik derslerinde değil gündelik yaşama özgü pek çok etkinlikte zorlandıkları biliniyor. Çünkü matematik, çocukların her gün yaşadıkları somut deneyimlerle yakından ilgili ve temel kavram gelişimlerini destekliyor.
Matematik bu dünyayı keşfetmek ve olayları anlamlandırmak için kullanılması gereken güçlü bir araç. Miktar, şekil, alan ve desenler gibi matematiksel kavramların tanımını yapmak ve bunları ifade edici temsil yollarını öğrenmek çocukların bu dünya ile ilgili görüş ve düşüncelerinin matematiksel olarak şekillenmesinde önemli rol oynar. Diğer yandan görüntüleme, sınıflama, gözlemleme, sıralama, grafik çizme, ölçme ve kıyaslama gibi konular çocukların gelecekte matematiği anlayarak öğrenmelerini ve kavramalarını sağlar.
Çocuklar matematiği öğrenirken matematiksel düşünmeyi de öğrenirler. Matematiksel düşünme, okul öncesi dönem ve ilkokulun ilk yıllarından itibaren çocukların edinmeleri gereken, içinde bulundukları çevredeki olguları akıl yoluyla açıklayan, bir olayı ya da durumu başından sonuna kadar düşünmeyi sağlayarak neden sonuç ilişkisi kurma ve muhakeme etme gibi zihinsel becerilerin etkin hale gelmesini sağlayan matematiğin temellerini de içine alan bir süreç. Çocuklar problem çözme, değişen koşullara uyum sağlama, kendini gerçekleştirme mücadelesinde yeni bilgiler oluşturma konusunda matematiksel düşünmeye ve matematiksel becerilere ihtiyaç duyarlar.
Hızla gelişen dünyamızda çocukların, değişen dünya problemleri karşısında kendilerine güvenebilmeleri, matematiği güvenli ve doğru bir şekilde kullanabilmeleri ve karşılaştıkları problemleri çözebilmeleri için matematiğe bakış açılarının da olumlu olması gerekiyor. Çocukların meraklı, araştıran, matematiğe karşı olumlu tutum geliştirmiş yaratıcı bireyler olabilmeleri için onların küçük yaşlardan itibaren matematiğe yönelik kavramları öğrenip, bunları günlük yaşamında kullanmaları ve yaşamlarının bir parçası olarak özümsemesi gerekiyor. Küçük yaşlardan itibaren matematiği seven ve özümseyen çocukların çevresinde sosyal kabulü yüksek olduğu bununla birlikte okul yaşamlarındaki akademik becerilerinde de hızlı ve kalıcı gelişmeler olduğu biliniyor.

MATEMATİĞİ SEVDİRMEK İÇİN AKILDA TUTULACAKLAR
Erken yıllar çocukların gelecekteki eğitim hayatına ve kişiliğine yön veren birçok kavram ve becerinin temellerinin atıldığı ve tüm gelişim alanlarının pozitif yönde desteklenerek geliştirildiği bir dönem olması sebebiyle kritik öneme sahip. Bu dönemde çocuğun zihinsel gelişimi, dil gelişimi, sosyal gelişimi, duygusal gelişimi, fiziksel gelişimi ve öz bakım becerileri alanındaki kavram ve becerilerinin çok yönlü olarak desteklenmesi gerektiği biliniyor. Bu kavram ve beceriler arasında yer alan matematiksel kavram ve becerilerin geliştirilmesi çocuğun sonraki eğitim yaşantısı ve akademik başarısı için sağlam temellerin atılmasının önkoşulu.
Öncelikle çocukların bu bilim alanı ile tanıtırken ilk edindikleri izlenimlerinin olumlu olmasına çabalamalıyız. Çocukların hata yapmasına izin verdiğimiz ve doğrusunu akıl yürüterek bulduğumuz öğrenme yaşantıları çocukların matematiği sevmesi için ilk koşullardan bir tanesi. Çocukların doğrudan değil dolaylı matematik konuları ile karşılaştığı ortamlarda matematiği güvenli ve eğlenceli bir şekilde sunmak çocukların bu bilim dalına karşı daha olumlu tutum geliştirmesine neden oluyor.
Erken yıllarda tohumlarını attığımız matematik okuryazarı bireyler yetiştirmek amacımız en çok da doğada çocuklarımıza matematiği keşfetmesini sağladığımızda oluşuyor.
Çocukların ağaçlara bakarak ağaçların yaşını tahmin ettiği, kütüklerden yaptıkları ölçümler ile diğer ağaçlarının yaşının tahmin edildiği, taşlar ile göreceli uzaklık ölçümlerinin yapıldığı, doğadaki birçok bitki ve canlının matematiksel bir algoritmada olan habitatlarını incelediklerinde çocuklarımızın matematiği sevmeye başlıyorlar. Çünkü çocuklara öncelikle matematik bilim alanın yaşamın içinde olan gömülü yönünü göstermek bu işin temel sırrı olmalı.
No responses yet